~Miyav~

28 Ocak 2010 Perşembe

İstanbul! - 2

Buralarda dolanmanın, gezmenin, bir yerden bir yere varmanın ne kadar zor bir iş olduğunu neredeyse unutmuşum.. Konya trafiğine alıştıktan sonra İstanbul’da ilk dışarı çıkışımda en az 3 kez ölüm tehlikesi geçirmiş olabilirim :P

Sabahleyin, elde ettiğim pzizz isimli programı test etme şansım oldu, sessiz bir ortam, hiç bir kafa dağıtacak şey olmadan, gerekli şartlar hazır olduğunda, bilgisayar sizi uykuya göndermek için resmen hipnoz ediyor. 20 dakikalık energizer kanalını çalıştırdım, yol yorgunluğumu atması umuduyla.

Yatakodası ingilizcesiyle konuşan bir eleman, çok garip ama dinlendirici bir müzik eşliğinde, hipnozcuların kullandığına benzer bir yöntemle size direktifler veriyor. Siz de direktiflere uyayım derken bir de bakıyorsunuz ki hakkaten uyuyakalıyorsunuz. Yol yorgunları için birebir.

Fakat programın yan etkilerini de yaşamış bulunmaktayım. Bug olduğunu zannetmiyorum, çünkü olay benim içimde bitti. Hipnoz esnasında yarı uykulu haldeyken telefonuma bir mesaj geldiğini hatırlıyorum. Bilinçsiz bir şekilde okudum mesajı. Ardından uyku esnasında gördüğüm rüyada bulunduğum binanın önce titreten sonra zangır zangır sallayan bir depremden dolayı bana mesaj atan sevgilim ve benim başıma yıkıldığını gördüm. Demek ki neymiş? Hipnoz’u kınayacakmışız.

Kın!

Aha bu da suçlumuz.Picture1.LRdtzjdCooLu.jpg

25 Ocak 2010 Pazartesi

İçinden Geçeni Söyleme Maratonu

Kafam karışmaya başladı. Dinlenme maratonumun sonuna yaklaşmaya başladım. Gramer çalışmam gerekmekte bu günden itibaren. Toplamda 8 kredi etmekte olan 2 dersin teki kurtulacak, teki kurtulamaya da bilir. Neyse ya. Dert etmek yerine, aksiyona geçeyim ben. Evet.

24 Ocak 2010 Pazar

Ayna?

Bugün televizyon'da farklı bir yaklaşım yardımıyla Samanyolu TV'yi açmakta karar kıldım. Aslında hiç te fena bir karar olmadı. Ayna isimli bir programa denk geldim.
Öyle bir program ki, Acun Ilıcalı ve onun Acun Firarda denen salak programı yanında halt etmiş. Gece gece Malezya'da gezintileri izlemek hoşuma gitti. Oradan Umman'a geçti. Sunucu da Acun'dan 100 kat daha fazla sempatik. Aferin lan STV. Tuttum seni.


22 Ocak 2010 Cuma

Kötü sürpriz...

Kankam Tolga sağolsun, yarın bir sözlü sınavımın olduğunu ve önemli bir şey olduğunu öğrenmiş oldum. Sağol kanka!


Param geldi bugün, mutluyum az buçuk. Gittik burger king ile buluştuk hep birlikte tayfacanak.


BK Lounge


Sağlam doymuşuzdur ha. Evet.


Bu arada, Burger King ranch sos, barbekü sos ve buffalo soslarına ücretlendirme yapmaya başlamış. İçimiz gitse bile protesto amaçlı olarak satın almadık. Çürüsün stokları!



Hobaaa!

•*• Day 19/365 •*• Celebrate!


Hobaa! Harbiden hobaa. İlk defa çok çalışmamın meyve verebildiğini keşfettiğim mutlu bir gün içerisindeyim. Çatır çatır verdim sınavın tekini. Haftasonu. Dinlenme zamanı. Prison Break. Mangalar. Yemek, içmek, sevgiliyle birlikte olmak, ne güzel şeylerdir bunlar.


Neden böyle bilmiyorum, ama benim ne kadar iyi geçtiyse etrafımdakilerin o kadar kötü geçti günü. Of be.


Müzik dinlemek ve gitar çalıp film yemek, şükelayı kaşıkla yemek gibi planlarım var. Bir de VTR'den Çikolatalı Donut geçti. Burger King'e gidip big fucking king yiyelim. Evet yapalım bunu.


Lunch @ Logan


Yiyip doyup çöpü de böyle bırakma planlarım var. Evet. Temizlikçilerin maaşını kazanmasına giden yolda gün doğdu.


Ben bu yazıyı yazıp kalkıp gitmeyi planlarken odadaki topluluk bilgisayarlarını açtı. Kapattırıp gidelim derim ben. Evet.



20 Ocak 2010 Çarşamba

Macjournal!

Blogo’nun yanında bir de Macjournal yükledim. Bunu kullanması daha kolay gibi görünmekte. Tam ekran moduna aldığımda How I Met Your Mother’da Barney Stinson’un kullandığı blog programı tarzında bir ekran görüntülenmekte. Havaya girdim yazarken.

P.S: I am awe...wait for it.... SOME!!!