~Miyav~

22 Nisan 2010 Perşembe

Dershanede aşk yaşamak yasaktır!

Bugün ekşi sözlük’te günlük okumalarımdan birinde inanılmaz bir haber ile karşılaştım. Gerçi, bizim Türk milletimiz için gayet ve gayet normal bir olay, gayet kabul görülebilir bir durum. Durum açıkça şundan ibaret.

Ankara Pi Dershaneleri’nde uygulanan bir kural öngörünce, dershanede duygusal anlamda birbirine yakınlaşan öğrencilerin dershane ile olan ilişiğini kesiyorlar.

Bu durumu çok doğal gören sayısız veli tarafından desteklenmekte olan Pi Eğitim, öğrencilerin dershanelere netlerini yükseltmek için gelmesi gerektiğini, dershanelerin pastane veya cafe olmadığını açıkladı.

‘Birinci olsa da atılır’
Sorgunlu, şöyle devam etti: “Çocukların birbirine âşık olduğunu; birbirlerinden ayrılmamalarından, kavga edip, küsüp ders sırasında birbirlerine trip yapmalarından, diğer arkadaşlarından kıskanmalarından, netlerinin düşmesinden anlayabiliyoruz. Duygusal ilişkileri olduğu zaman konsantrasyonları bozuluyor. Bu derslerine yansıyor. Hatta bazen dışarıdaki arkadaşlıklarına bile tepki gösteriyoruz ama bizi bağlamadığı için orada susuyoruz. Çocukların izleme dosyaları var. Etütlerini, genel girişlerini, netlerini işlediğimiz dosyalar var. Veliyle yapılan sözleşmede bu madde yer aldığı için öğrenci başarılı da olsa dershane birincisi de olsa o madde uygulanır.”

Üstteki bu paragraftan şunu anlamaktayım ben. Başarının herşey olduğu bir yerde, aslında sapkın zihniyette insanların bulunduğu, kendileri gibi sapık düşünceler barındıracak yeni bireyler yetiştirmek derdindeler. Hayatın ilerleyen safhalarında, önemli pozisyonlara işe alımlarda, aynı kalifikasyonlara ve karaktere sahip bekar ve evli olan iki kişi arasında seçim yapılacağı zaman, evli olan seçilmektedir. Peki neden böyle? Bekar olan kişi iş arkadaşları ile duygusal beraberlik yaşayabilir diye mi? HAYIR! Onu evli olan da yapar, bekar olandan daha fena yapar. Asıl sebep, iyi bir evlilik yürütmekte olan kişilerin kesinlikle daha başarılı olacağı gerçeğidir. Moralin önemli bir performans getirisi olduğunun gayet farkında olduklarından dolayı başarılı ve büyük olan, ismi bilinen şirketlerin uyguladığı, doğru olması gereken politikadır.

Bir açıdan mantıklı bulmaktayım. Pi Eğitim, Ankara’daki çoğu dershaneden daha pahalı olan eğitim merkezlerini bünyesinde barındırmakta. Birebir eğitimden bahsediliyor. Disiplin maksimum seviyede. Fakat çok ama çok önemli bir noktada hata yapmaktalar. Eğitmeye kalkıştıkları varlıklar insanlar. Onları sistemin kölesi haline getirerek, gelecekte başarılı olacak bireyler yetiştirememekteler. Köpek eğitim kampı değil bu, 100 üzeri alternatif soruda 5 harften her doğru olana patisini koyana köpek bisküvisi verilerek ödüllendiresiniz. Ve sokak değil bu, siz de belediye değilsiniz, ki gördüğünüz yerde iğne ile uyutasınız.

Baskıcı zihniyetin Türkiye toprakları içerisinde bol sayıda bulunması sebebiyle şu anda etrafımızda moralen hasar almış, hasta düşünceleri olan, her uyandığında kendine sadece ‘’Bugün insanlığa nasıl bir zarar verebilirim?’‘ diye soran, iyi eğitim almış (!) bireyler bulunmakta. Baskıcı zihniyet Türkiye’de her dakika daha da büyüyecek yeri bulabiliyor. Önümüzdeki nesillerin nasıl olacağından korkmaktayım.

Bir düşünün. Bu uygulamayı destekleyen kız çocuğu sahibi anne babalar var. Peki, neden destekliyorlar?

Cevabı çok basit. Bu destek, kendi annelik babalık görevlerini yapamayan, kızlarına ayarında bir terbiye, eğitim, disiplin, ve SEVGİ sunamayan, çekirdeğinde bozuk olan çekirdek ailelerin sözde namuslarını korumak için kızlarının kalbine kelepçe takmanın bir yolunu bulmalarının akabinde, bu KOLAY olan yolu seçmelerinden kaynaklanmakta.

Bir hata daha. Keçiyi kelepçelersiniz, zincirini kopartıp kaçar. Koyunu kapı kolu olan bir odaya kapatırsınız, kapı kolunu o basit zihni ile açmanın bir yolunu bulur, siz gözünüzü kırpana dek kaçar gider. Hamsterları elinize alıp avucunuzda hapsedersiniz, oradan kurtulmak için elinizi parçalarcasına ısıracak kadar saldırganlaşır.

Bu kadar basit düşünen hayvanlar bile konu özgürlük, hür yaşam olunca bunları yapabilecekken, yaşayan canlıların en kompleks, en çözülemeyen türü olan insanların özgürlük uğruna neler yapabileceğini hiç mi düşünmüyorsunuz anneler babalar?

Size yalan söyleyecek çocuklar yetiştiriyorsunuz, sizden nefret edecek çocuklar, size özgürlüklerini çalmaya çalışan kötü kalpli insanlar olarak bakacak çocuklar.

Ne yaptığınızı bilmiyorsanız, tek yol kelepçe olarak görünüyorsa, çocuklarınızı bu sapkın yöntemlerle eğitmeye çalışacağınıza, lütfen, LÜTFEN, gidip kendinizi eğitin. Madem öğrencilerinizi, çocuklarınızı sistemin kölesi yapmaya çalışıyorsunuz (ki Türkiye’de bunun kaçışı yok), sosyal aktivitesi olmayan, hobileri olmayan insanların geleceği olmayacağını hesaba katın, ve ona göre eğitim politikanızı değiştirin, kendinizi değiştirin!

Kerem KILIÇ

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/-dershanede-ask-a-ceza-var/guncel/haberdetay/22.04.2010/1228237/default.htm